Yaşam Kaynağımız Sudaki Kirlilik

     Su dünyamızda belirli bir döngüye sahiptir. Yeryüzündeki tüm sulardan yani denizlerden, gollerden, akarsulardaki sular buharlaşıp ardından yoğunlaşıp yağmur olarak dünyamıza dönerler. İşte buna su döngüsü adı verilir.
     İşte bu yeryüzüne inen su ya yer altındaki sulara ya da yer üstündeki sulara karışır. Böyle durumlarda yanında pislik ve suda eriyen maddeleri de taşımaktadır. Ve bu istenmeyen pislik ve maddeler havadan ve topraktan da suya geçmektedir. Bu kirleticiler ayrılmaz ve sulara karışır. Kirleticilerin birikmesine yol açar. 
     Ülkemizde Su kirliliğinin Kaynakları: Sanayileşme, Kentleşme, Nüfus artışı, Tarımsal Mücadele İlaçları ve Kimyasal Gübreler olarak sınıflandırılmıştır.
     Sanayinin etkisi diğerlerine göre fazladır. Tümden doğa tahribatına yol açtığını biliyoruz. Sanayileşme ile göçler ile kentleşen şehirlerde atık artmış ve bu atıklar suları büyük ölçüde kirletmektedir. 
Bir diğer büyük etki kimyasal gübrelerin bilinçsizce aşırı kullanımı oluşturmaktadır. Kimyasal gübre ve pestisit gibi tarımsal ilaçlar doğrudan doğruya toprağa verilmesiyle toprakla buluşmuş olur. Toprağa karışan bu zararlı kirleticiler zamanla harekete geçerek hem yerüstü hem de yeraltı suları havzalarına taşınarak suya karışır ve kirletmiş olur. 
     Sonuçta dikkat etmemiz gereken hususlar basit ve kolaydır. Bu sayede suyumuzu temiz tutar ve gelecek nesillere çoğalmış ve temiz olan sular aktarabiliriz. Onun için dünyanın her yerine su atık ve arıtma tesislerini kurmalı ve bunların kurulması için mücadele etmeliyiz. Gelecek nesillere daha güzel bir dünya bırakmak için suyumuzu temiz tutmalıyız.